Aşk

“Başka birini sevmek Tanrı’nın yüzünü görmektir.”

Victor Hugo

Aşk arar gönül, suret bahane. Gecenin nefesi labirentler inşa ederken, beyaz rüyalara dalmış bedenim.

Aradığım doğrudur Aşkı. Işkı. Nuru. Özü. Senesini bilmem “ilahi aşk istiyorumm ” demiştim ancak  tartışma denilebilecek bir kavgada. Sanmıştım ki ilahi aşk sandığım suretsiz gelecek. Öyle gönlümde peydah oluverecek. Yeterince istersem gönlümde açacak nurun ışığı. Ben ilahi aşkı istemiştim,  o soğuk ve soluk akşamda lakin sıcak mutfakta. Kaç sene sonrasıydı bilmem en saf, en gerçek, en acı haliyle geldi ilahi olan. “Aşk mı istiyorsun?   Talep mi etmiştin. Ben vermeye veririm de bakalım sen aşabilecek misin? aşkı bulduğunda aşkı aşabilecek misin? aşkı aşıp aşka varabilecek misin?”

 “Soyunacaksın” dedi. “Sana bu dünya için giydirdiğim her şeyi tek tek atacaksın,  önce o surette başlayacaksın beni görmeye sonra her yerde ve her yerden sana bakanında ben olduğunu bileceksin ve daha da sonra  aynaya bakacak beni göreceksin, aşkı göreceksin. O zaman anlayacaksın ki istediğin de sende imiş. Sadece yolu er kişi, kıldım. Senin anahtarını onun eline onun anahtarını senin yüreğine koydum. Bir ettim aşkı armağan ettim. Ki bir olup birliğinizde beni bilin.”

“Ben kendimi yaşamak için sizde var oldum.Aşkla özle tanışanlarla bildim varlığımı. Zamanı bilmeyip mekanı ise ben edenlerle seyrettim kendimi.Senden bakarken gördüğüm bendim.Sana tamamlanmayı dilettim, ben bilinmeyi istedim.Sen yürüdükçe ben bilindim.Bildin ki aşk sendin. Bildin ki aşk bendim.Aşkın kendisini bildin.Ben sadece vesile ettim kendimden kendimi. Vesile ettim bir civanı. Bir gönlü yaralı, yarım adamı.”

ve sürdürdü söylemini

“Geçince sarhoşluğun düşeceksin hem yoldan, hem benden. Önce sarhoşluk düşürecek seni hem yoldan, hem benden. Kaybolacaksın. İncinecek, ağlayacak, belki isyan edeceksin. Görünen görünmeyen olacak. Bilinen bilinmeyen. Ne yol kalacak yürünecek, ne yoldaş bulacaksın. Düşecek, kanayacak, saf olanı kirleteceksin, tamam sandığının daha başında olduğunu ayırt edeceksin. Sebep olan, aşk olan suret, sevgi deryasından fırtınalı okyanusa fırlatacak seni. Çırılçıplak kalacaksın. Sakladığın, yüzleşmekten çekindiğin, ürktüğün dahi yalan söylediğin her yanın yüzünde patlayacak. Altın tepside sunduğum aşkın tadı acılaşacak.

Ayna da gördüğünün kendin değil zıttın olduğunu fark edeceksin. Acıyan, ağrıyan kalbine yüz verirsen gönülden düşeceksin. Bu yolun taşı, bu kapının anahtarı tam da o noktada önüne çıkacak. Geçersen tek suretten gelen aşkın ve acının içinden, geçersen yüreğinin sızısından, kalkarsan düştüğün yerden işte o zaman avucunda sıktığın anahtar açacak ışk yolunu sana. Yol aydınlanacak. Tatmadığın bir huzur gönlünden tüm hücrelerine, geçmişe, geleceğe ve şimdiye yerleşecek. Ne suret kalacak ne tuttuğun el. Başını çevirdiğin her yere gönlünün de döndüğünü her yerden her candan aşk fışkırdığını göreceksin. Akıttığın tün kanlı gözyaşları ışıltıyla akmaya başlayacak. Nereye aktığını anlayamayacaksın içine mi izarına mı? Duyduğun dağ ispinozuna, havada ki manolya kokusuna, karınca telaşlarına, miskin köpeklere, güneşlenen kedilere, salınan ıhlamurlara, yeni doğan hilale, okşayan rüzgara, ısıtan sabah ışığına, kar tanelerine, yağmurun hırçınlığına, bozkırın ayazına hepsine yeniden ve yeniden aşık olacaksın. Dahası tüm insanlara aşkla bakacaksın. Yüreğin her daim coşan, her daim taşan olacak yaratımın muhteşemliğinden. Her yanda sadece nur göreceksin. Nurdan pınarlar akacak gözlerden gönüllere. İşte o zaman sana vesile ettiğimin ne adı kalacak ne yüzü. Sadece yüreği yüreğinde atacak. Gönlü gönlünden bakacak. Ne acıtacak ne coşturacak. Sadece bütünlük olacak hissedeceğin. Sessizlik. dinginlik.

bedeli suretsizlik olacak bu yolun. ama sonra ya sonra ya sonrası… belki başka bir suret, aynı yolu yürümüş aynı sevdayı çekmiş belki başka bir canı canan ederim kim bilir.

kim bilebilir….”

Gecenin karasından sokakların beyazına uyanan yorgun bedende, her nefeste aşkını yaşayan ve yaşatan bu tanımlanamaz varlığa şükürler olsun. Yaşadığın her gün, aldığın her nefes sadece sevi olsun. yolun seviden hiç şaşmasın sevdiğim, sevgin taşsın her daim de o ilahi olan her an senden seyretsin. Sevginin en safına en katışıksızına selam olsun.