top of page

Duygular

  • Yazarın fotoğrafı: İmre
    İmre
  • 9 Kas 2023
  • 3 dakikada okunur

Güncelleme tarihi: 14 Nis


ree

” Yaşamak, ilkin sevgi ile sevmek ile başlar, doğumla, doğmakla değil.

Yaşam da sevgisizlikle biter, ölümle, ölmekle değil ” 

Özdemir Asaf


Gün çok erken seslerle başlıyor. Duyma günün ilk duyusu oluyor. Henüz 6 bile olmamış, kuşlar ilkyaz senfonisinde. Duyan beden harekete geçmeye başlıyor, ışık alıyor sırayı. Görme, ışığı algılama, zihin tartıyor saat kaç olmuş olabilir? kalkma zamanı mı? günlerden ne? iş günü mü? Ayrımsayan zihin işe doğru yol alışın gerekliliklerini yerine getirip dışarıya çıktığında bu kez de kokular burun deliklerinden beyne ulaşarak pek çok anıyı ön belleğe taşıyıp açıyor. Açılan her an yaşananlarını sürüyor yola. Gülümsetiyor geçmişe ve geleceğe. Duyular, duygulara yol olup, kapı olup yakıyor neonlarını.


Ihlamur kokuyor hava sabah neminde ve adi leylak . Ofis yolunda o güne düşen dinleme videosunun, tüm bu duygu farkındalığına eş olarak “duyguları tanıma ile kendimizi bilme” üzerine olması ise hoş bir tesadüf mü acaba?

Çalışanların henüz yarısı bile gelmemişti binaya odama geçtiğimde. Yeni bir gün demenin kaçıncı haliydi. Yeni bir güne uyan, yeniden yola düş, yeniden bir iş gününe günaydın de. Daha koridorun başından gelen koku burun deliklerinden geçip, beyne sabah evin bahçesindeki ligustrum adi kurtbağrı kokusu olduğu, sinyalini veriyor. Nasıl diyorum Sabah evden çıkarken bahçede selamladığım koku benden önce odama nasıl yerleşir? Büyük su bardağımın içinde 2 dal kurtbağrı yaprakları ve kocaman çiçekleri, bir çikolata, özdemir asaf dizelerine sarılmış bir aventurin bileklik…


Masama bakakalıyorum. Akşamdan toplamadığım evrak, dosya, kalem, gözlük yığılı masama. Ve o dağınıklığın içindeki beyaz kokunun kaynağını görüyorum. Yine akşamdan kalan büyük su bardağımın içine yerleştirilmiş dallar. Yüzümden gönlüme bir aydınlık sarıyor içimi. Kimden geldiğini anladığımdan daha da genişliyor nefesim. Sevgi tarifsiz güzel. Sevgi tarifsiz huzur.


” Yaşamak, ilkin sevgi ile sevmek ile başlar, doğumla, doğmakla değil. Yaşam da sevgisizlikle biter, ölümle, ölmekle değil ‘‘ Özdemir Asaf . yazan notu alıp masama oturduğumda kaybolmak istedim içimde gezmek istedim, yüreğimin her yanında. duygular … dalgalar… ve bizi taşıdığı mekanlar, anlar.


Ne olmuştu? Sevgiyle sabah vakti gelen bu güzellikler ne anlatmıştı? Ne diyordu bana Hakk kuluyla. Kulunu vesile eden ne anlatıyordu bu ışıklı sabah bana. Bahçeden öpüp koklayarak ayrıldığım beyaz çiçekler bi başka gönülce bir başka bahçeden koparılıp benden önce gelmişti günü geçireceğim odaya. Değerlisin diyordu bir başka kalp için “öyle değerlisin ki koku, tat ve his ile hem anlatmak hem de aynı şeyi hissetmek istiyorum. Kokusuyla sabah seheri sarhoş olduğum kokuyu sen de içine çek istedim. sen de kakaoyu damağında hisset ve aventurin enerjisini hapset tenine ve şiirle ak kendi kalbine.”


Bu muydu niyet? Yoksa bu benim düşüncelerim doğrultusunda yüklediğim duygularım mı? Burnuma, damağıma, gözüme ve gönlüme değen çok minik ama değeri çok büyük nimetler. Bir adım atarsınız. Öncelik içinizdekini paylaşmak olabilir ya da sadece karşı tarafa bir şeyleri hissettirmek istersiniz. İkisi farklı biraz düşününce. Birinde paylaşmak istemenin çoşkusu var iken diğerinde sadece karşı tarafı mutlu etmek amaç. Peki hissettiğim ne? o an ki duygu? Yaşama keyfi! Varlığın muhteşemliğini safça paylaşma hali. Yaşamı idrak etme durumu tüm bu odadaki suni hareketliliğinin ve karmaşıklığın inadına duyuların ve duyguların varlığını bilme hali. Yaşamı hissetme ve yaşamın içinde var olma. Buradayım ve yarattıklarını fark ediyorum. Fark ettirene de şükürdeyim.


Peki bunun kökü ne? Sadece varoluşu fark etmek mi? Değerli hissedilmek, sevgi kanalında olmak mı? Sevgiyi her an her yerde herkeste görebilmek ve dahası birbirimize minicik detaylarla dokunabilmek mi? Koşulsuz. Beklentisiz. O zaman bütünün tamamına değer verir, değer görürsem ve her şeye sevgi ile bakarsam, sevgi ile görülürüm ve daim keyifli kalırım. Keyifli, mutlu, huzurlu halimi genişletir ve hep o frekansta kalabilirim. Hislerimizin köküne ulaşıp yaşatıp yaşatmamak elimizde olsa gerek. Tek bir olumlu frekansın gücünün nasıl dalga dalga yayıldığına şahitlik ettiğimizde tek yaptığımız o duyguyu büyütmek genişletmek sadece.


Duygularımızın bazısını dönüştürmemiz üzere çalışırken bazılarının da bizi dönüştürmesini bekleriz herhalde. Ama daha da önemlisi hissettiğimiz bizi saran duygunun farkına varmak. O duyguyu yakalamak önceliğimiz. Yakalamak ve yaşamak ve tutunmak. Çiçek, çikolata, şiir, beni çok ama çok keyifli ve huzurlu hissettirmişti. Dünya bir anda çiçeğe bürünmüştü. Işıltılı bir sevgi seli benden aktı ofisi yıkadı. Gülümseyişim ışık saçtı.


Çiçeği içime çektim, damağımda kakao, bileğimi okşayan yeşil aventurin taşlarının verdiği dinginlik. Zihnimde Özdemir Asaf’ın dizeleri yeni güne merhaba dedim. Seviyle, sevgiyle.


 
 
 

Yorumlar


bottom of page