Zaman
- İmre
- 6 Mar 2022
- 3 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 14 Nis
” … zamanın kıyısında yitirdiğim, sonsuzluğumdu”
kıyamet’den
olmayan bir şeye tutunduk ve bindik içine. zaman dedik adına. her nefesimizle zamanın içine düştük.
ne zaman verdik emaneti sahibine o vakit düştük zamandan, çıktık içinden zamansızlığa. hoş içinde iken de dışındayız aslında. sanrısal bir yaratımın peşine takıldık. noktaları rakamlara, rakamları güneşe düğümledik ve çizdik bir tiktak çemberi. Ouroboros çember saatler oluşturduk. sonsuz döngüde On ikiden 0’a sıfırdan 12ye. yılan bıkıp usanmadan kuyruğunu yiyor ilk güneş saatinden beri. 12 birimde bir, 12 birim kendini yutuyor adına da zaman diyor.
zaman bizden geçiyor aslında, zaman bizde geçmiyor. varsa bir sonsuz akış ve adına zaman dediysek biz girip çıkıyoruz içine. zaman insan için değil. zaman evrenüssüevren sonsuzlukta bir çoğalım belki ve adı da zaman değil. biz yarattık. bu akışı bu şenliği unutup biz hapsettik dalgayı. yada tuttuğumuzu sandık. tutarsak ele de geçirebilir hatta yönetebilirdik. zamanı yönetmek ve dahi zamana hükmetmek ne kibir ne acziyet. zaman geçiyor içimizden bizim bir bağımız bile yok. tanımlayamadığımız algılayamadığımız sonsuz akışı, rakamsallaştırıp algılamaya ve sahibiymişiz gibi davranmaya başladık. insan. ne önem addediyor kendine. ve herkes hem tümsel hem bireysel zamanın efendisi sanıyor kendini ta ki o tiktak çemberi onun için durduğu ana dek. yılan kuyruğunu yediğinde uyanıyor insan belki de atılınca zamanın dışına ve düşüyor saatsiz boşluğa.
zamanı yaratan insan. kainatta zaman olmadığına göre bu dünya gezegenine zamanı da kodlayan insan. kendi bedensel zamanını görmezden duymazdan gelme cüreti ile kendi dışında kendine zaman oluşturan insan. uyuyacağı, yiyeceği, üreyeceği anı bilen bedenine inat, bedeninin saatini işitmeyen insan. bedene güvenmeyip tiktaklara bedenini uyarlayan ve bedeninin dışındaymışcasına bedenini zamana köle eden insan. katiyen bunu fark edemeyen hesapta en akıllı fakat en aciz canlı. oysa gezegende her ağaç yaprağını dökeceği, çiçeğini muştulayacağı anı bilmekte. her hayvan uykusunu, tokluğunu gezegenin döngüsüne uydurmada. sorgusuz, sorunsuz ve zamansız. ne gezegenlerle adlandırdığımız gün isimleri ne imparatorların yansıması ay tanımları, ne de salise kavramı umurunda yerkürenin. o sadece kendi döngüsünün ahenginde, isimsiz, sebepsiz, sonuçsuz sadece içindeki kodu açığa çıkarmakta. insan ağaç kadar olamıyor. kendine yabancı. kendine uzak. kendinden ırak.
sonsuzluğun içindeyiz, olmayan zamanın kıyısında olmayan zamanı yaratma sevdasında. sonsuzluğu zamana hapsetme hırsında. sonsuzluğu tanımlayamayan zihnimiz, zamanı tutmaya savaşta. her nefesin zamanı da kendine özgü sürgitte ucu olmayan yıldız tarlasında.
mekan belki de varolan zamansız
mekan var sadece aslen. şahit olduğumuz varlık alemi. yok oluşu nefesimize katıp düşüyoruz bir rahimden varsıl aleme çıplak ve tek gerçek olan nefes ile. ve başlıyor o an rakamların esareti. güneş ile dönen gezegenin milyarlarca anlık halleri, her bir can için kayda girmeye başlıyor. bedene emanet edilen o tek nefes gezegene iade edilene dek nefesler zamana kayıtlanıyor. insanın bulduğu kafes düzende mimleniyor büyüme evrilme ve toprağa karışma. şelaleden uçan damlaları tutmaya çalışmak gibi, akanı bilmeden şenliği anlamadan kendi yarattığımız zamanın kölesi olmak. O sonsuz nehir dünya döndükçe akacak ve her birimiz birer damla olarak o nehirden okyanusa kavuşana dek geçeceğiz. kendimizi o damlanın gücü sarhoşluğunda, nehrin kendisi sanarak. zamanı elimizde tuttuğumuz sanrısıyla zamansız sürükleneceğiz bilmeden. ne geçmiş ne gelecek var oysa biteviye hareket sadece. dünden yarının, bugünden ötenin yazıldığı ve oynandığı. ( * öt, öztürkçe zaman demek öte ise geçmiş, yaşanmış olan zaman). herkes herkese geç, herkes herkese erken, herkes geçmiş ve herkes gelecek. ne harfler, ne harflerin seviştiği kelimeler, ne kelimelerin birlediği cümleler yetmiyor bu anlayamadığımız günden geceye dünden güne dönen süreci anlatmaya. anlamaya…

kültigin anıtında yazan o kadim bilgi aslında binlerce an öncesinden bize hala seslenmekte “zamanı tanrı yaşar insan hep ölmek için yaratılmış ” bizimse hala benliğimiz kapalı.
takılmışız bir akrep yelkovana, koşmakta kendi kuyruğunun peşinden ademoğlu, zamana karşı zamanla birlikte.
Comentários